top of page
HaberFil

Derin mi devlet?

Geçtiğimiz günlerde Beyaz Saray’da yaşanan bir an, dünya basınında geniş yankı uyandırdı: ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sandalyesini çekti. Sosyal medyada ve ülke gündeminde olay hemen “Trump, Erdoğan’a saygı gösterdi” şeklinde yorumlandı. Bazıları bunu liderler arası diplomatik bir nezaket olarak gördü, bazıları ise protokol hatası olarak değerlendirdi. Ancak olayın perde arkasına bakıldığında, bu jestin ötesinde çok daha karmaşık ve stratejik bir tablo ortaya çıkıyor.


Görünüşe bakıldığında basit bir protokol hareketi gibi duran bu jest, aslında masada dönen ciddi bir enerji ve savunma pazarlığının parçasıydı. Türkiye’nin ve bölgenin enerji politikaları, stratejik işbirlikleri ve ekonomik çıkar dengeleri, halkın gözünden gizli bir şekilde masada şekilleniyordu. Trump’ın bu hareketi, sadece Erdoğan’a bir saygı göstergesi değil, onu kendi planlarının içine çekmenin bir yolu olarak da okunabilir. Jest, halkın gözünde büyük bir diplomatik incelik gibi algılansa da perde arkasında bir güç oyunu vardı.


Türkiye’de halk genellikle liderlerin karşılıklı jestlerini, kişilikleri veya büyüklükleri üzerinden yorumlar. “Erdoğan çok büyük bir lider olduğu için Trump böyle yaptı” söylemleri sıkça duyulur. Oysa gerçek çoğu zaman yüzeyin altında yatan stratejik hesaplarla şekillenir. Masadaki enerji anlaşmaları ve gaz pazarlıkları, basit bir jestin ötesinde bir tabloyu ortaya koyar. Trump’ın sandalye hareketi gibi küçük detaylar, bu karmaşık ilişkilerin sembolik göstergeleridir.


Masada dönen önemli konulardan biri enerji alanındaki stratejik işbirlikleriydi. Türkiye’nin ABD’li Mercuria şirketiyle 20 yıllık sıvılaştırılmış doğal gaz anlaşması imzalaması, bu sürecin en kritik noktalarından biriydi. Bu anlaşma, Türkiye’nin enerji tedarikinde Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmayı ve ABD ile enerji işbirliğini güçlendirmeyi amaçlıyordu. Sadece enerji değil, bu anlaşmanın Türkiye’nin bölgesel politikaları üzerindeki etkileri de oldukça büyüktü. Gaz ticareti, sadece ekonomik bir işlem değil, aynı zamanda diplomatik ve stratejik bir araç olarak kullanılıyor, masada güç dengelerini belirliyordu.


Bir diğer önemli konu, savunma sanayine dair pazarlıklardı. Türkiye’nin ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı alımı için yaptığı 1,4 milyar dolarlık ödeme, görüşmede öncelikli gündem maddelerinden biriydi. Aynı zamanda F-35 programına yeniden dahil olma konusu da masada tartışıldı. Trump, Türkiye’nin Rusya’dan enerji alımını durdurması şartıyla F-35 satışını değerlendirebileceğini belirtti. Burada görülen, sadece bir uçak alım satımı değil, Türkiye’nin savunma kapasitesinin ve bölgesel stratejik konumunun diplomatik ve ekonomik araçlarla pazarlık konusu yapılmasıydı.


Trump’ın Erdoğan’ın sandalyesini çekmesi, bu stratejik pazarlıkların gölgesinde farklı bir anlam kazanıyor. Jest, halkın gözünde Erdoğan’a saygı gibi görünse de, gerçekte Erdoğan’ı kendi planının içine çekmenin, masadaki enerji ve savunma pazarlıklarında üstünlük sağlamanın bir yoluydu. Diplomatik protokoller, resmi jestler ve görsel semboller, çoğu zaman sadece bir yüzeydir. Asıl mesele, bu yüzeyin altında dönen sessiz ve planlı stratejik hamlelerdir.


Türkiye’deki halkın algısı, bu stratejik hesapları çoğu zaman gözden kaçırıyor. Sosyal medya ve medyada öne çıkan jestler, halkın yorumunu şekillendiriyor. Bir sandalye, bir gülümseme, bir tokalaşma; bunlar gözle görülebilir, anlaşılabilir ve yorumlanabilir. Ancak perde arkasında dönen enerji anlaşmaları, savunma sanayi pazarlıkları ve stratejik hamleler, halkın gözünden kaçıyor. Trump’ın hareketi, sadece Erdoğan’a bir jest değil; aynı zamanda bir mesaj ve stratejik bir hamleydi. Halk, bunu sadece jest olarak algıladığında, stratejik dengeyi ve ekonomik çıkarları fark edemiyor.


Bu olay bize bir gerçeği hatırlatıyor: Siyaset, diplomasi ve devlet işlerinde görünen her şey, gerçeğin tamamını yansıtmaz. Algının ardında, derin hesaplar ve stratejiler her zaman vardır. Türkiye’nin masada kendi çıkarlarını en üst düzeye çıkarabilmesi için, yüzeyin ötesini görebilmesi, stratejik hamleleri doğru okuması gerekir. Trump’ın sandalyesini çekmesi, bunun sadece sembolik bir hatırlatıcısıdır. Gerçek güç, sandalyelerde değil, masanın tamamında dönen sessiz pazarlıklarda saklıdır.


Derin mi devlet? Belki evet… ve bunu görmek için sandalyeye değil, masanın tamamına, perde arkasındaki hesaplara ve stratejilere bakmak gerekir. Bu olay, halkın gözünden basit bir jest gibi görünse de, stratejik ve ekonomik çıkarların nasıl şekillendiğini anlamak isteyenler için bir ders niteliğinde.

Yorumlar


bottom of page